Kemer Masaj Salonu Masöz Beyza
Kemer Masaj Salonu
“Flo?” Edward ihtiyatla söylemiÅŸ oldu onun adını, sesini alçaltıp yükselterek, sanki onu Kemer Masaj Salonu yatıştırmak istiyordu, ya da telaÅŸla bir ÅŸey yapmaktan alıgeçirmek. Fakat kendi içindeki minik çaplı bir fırtınayı da bastırmak durumundaydı. Solukları yüzeysel ve düzensizdi, dili damağından ayrılırken yumuÅŸak, yapışkan bir ses çıkıyordu. İlk kere, Edward’a duyduÄŸu aÅŸk bilinebilir bir fizyolojik duyguyla birleÅŸiyordu, yükseklik korkusu kadar somuttu. Daha önce, sadece sıcak duyguların avutucu merhemini tanımıştı, sevecenlik ve güvenden oluÅŸan kalın bir kışlık battaniye benzer biçimde.
Bu hep kafi görünmüştü, kendi içinde bir baÅŸarıydı. Åžimdi artık arzu baÅŸlamaktaydı, kesin ve yabancı, ama apaçık bir ÅŸekilde Florence’e iliÅŸkin; ve ötesinde, sanki kendisinin yukarısında ve gerisinde, görünmeyen bir yerde aslolanıymış gibi, onun da herkes benzer biçimde bulunduÄŸunun verdiÄŸi ferahlama duruyordu. Geç geliÅŸmiÅŸ bir on dörtlükken, tüm arkadaÅŸlarının memeleri geliÅŸmiÅŸken kendisinin iri bir dokuzluk ÅŸeklinde görünmesi karşısında duyduÄŸu çaresizlikle aynanın karşısına geçtiÄŸinde, meme adım atarının çevresinde ilk kez sezdiÄŸi yeni, sert bir kabarıklık eline eriÅŸince buna benzer bir aydınlanma yaÅŸamıştı. Annesi alt katta Spinoza’yla ilgili konferansına hazırlanıyor olmasaydı Florence zevkten haykırırdı. Apaçık ortadaydı: İnsan ırkının ayrı bir alt türü deÄŸildi o. Utkuluydu, genele dahildi.
Kemer Masaj Salonu
Edward’la hâlâ göz gözeydi. KonuÅŸmaları söz konusu deÄŸildi. Florence hiçbir ÅŸey olmamış gibi yapmaktaydı biraz – Edward’ın eli elbisesinin altında deÄŸilmiÅŸ, baÅŸparmağı mahrem yerinden dışarı uzanan kılı ileri geri oynatmıyormuÅŸ ve kendisi de devasa duyusal bir keÅŸifte bulunmuyormuÅŸ gibi. Edward’ın başının arkasında uzak bir geçmiÅŸin kısmi manzarası uzanıyordu -açık duran kapı, balkon kapısının önündeki yemek masası, yemedikleri yemeÄŸin çevresindeki artıklar- ama Florence tüm bunları görmek için bakışlarını kaydırmadı.
Zevk veren duygulara ve ferahlamasına karşın, yüksek bir duvar şeklinde endişeleri rahatça giderilemiyordu. Zaten o da giderilmesini istemiyordu. Bütün bu yenilikler karşısında kendini alabildiğine koyuverecek durumda değildi, acil etmek de istemiyordu. Bu engin anda oyalanmak istiyordu, böyle giyinik durumda, yumuşak kahverengi bakışlarla ve tatlı okşayışlarla ve yayılan heyecanla. Fakat bunun mümkün olmadığını biliyordu ve her insanın söylediği gibi, her şeyin birbirini zincirleme izleyeceğini de.
Son yorumlar